Süper kütleli kara delikler ile ilgili yapılan yeni araştırma, beslenme sırasında yaydıkları radyasyonun biyomoleküler yapı taşları oluşturabileceklerini ve hatta fotosentez için enerji kaynağı olabileceklerini gösterdi.
Süper kara delikler etrafında dönen, gaz ve tozlardan oluşan aktif galaktik diskler çok güçlü bir şekilde ışık ve radyasyon yayar.
1980’lerden bu yana, bu aktif galaktik disklerin, etrafında ölü bir bölge oluşturup çevresinde yaşamın oluşmasına izin vermeyeceği düşünülüyor. Hatta bazı araştırmacılar, Dünya dışı yaşam bulamayışımızı galaksimiz merkezindeki Sagittarius A’ya bağlıyor. Önceki çalışmalar ise Saggitarius A büyüklüğünde bir kara deliğin diskinden yayımlanan radyasyonun, Dünya ve Dünya benzeri gezegenlerin atmosferini inceltip yok edebileceğini gösteriyor.
Radyasyonun ne kadar zararlı olduğunu yeniden değerlendirmek isteyen araştırmacılar, oluşturdukları modellerle, atmosferimizden daha kalın atmosfere sahip ya da bu disklerden yeterince uzakta olan gezegenlerin yaşamlarını sürdürebileceklerini gösterdi (Belirli mesafelerde, doğru miktarda ultraviyole radyasyon alan bölgeye Goldilocks bölgesi denilir – galaksimiz için bu bölge, kara deliğimizin merkezinden 140 ışık yılı uzaklıktadır).
Uygun radyasyon seviyesinde atmosfer incelmez; ancak bu radyasyon seviyesi molekülleri parçalayabilir ve proteinlerin, lipidlerin, DNA’ nın oluşması için gerekli bileşenleri oluşturabilir. Yani, yaşamın yapı taşları, yeterli radyasyon seviyesinde oluşabilir.