Neuron dergisindeki 2011 tarihli bir araştırmaya göre, uykuya daldığımızda, beynin tüm bölgeleri aynı anda kapanmıyor. Araştırmacılar, uykuya dalan son bölgelerden birinin, her beyin yarıküresinin içinde yer alan ve bilgileri kısa süreli bellekten uzun süreli belleğe taşıma görevi için kritik, kavisli bir yapı olan hipokampus olduğunu buldular.
Andrillon, hipokampüsün uykuya dalan son bölge olduğuna göre, aynı zamanda uyanan son bölge de olabileceğini söyledi. Andrillon Live Science'a verdiği röportajda, "Yani, uyandığınızda, gördüğünüz rüyayı kısa süreli hafızanızda tutan bir pencere olabilir, ancak hipokampus henüz tamamen uyanık olmadığından, beyniniz rüyayı uzun süreli hafızaya taşıyıp hatırlayamaz."
Bu, rüya anılarının neden bu kadar hızlı olduğunu açıklasa da, hipokampüsünüzün gece boyunca aktif olmadığı anlamına gelmez. Aslında, bu bölge uyku sırasında oldukça aktiftir ve gelen yeni deneyimleri dinlemek yerine mevcut anıları birleştirmek için saklamak ve bakım yapmak gibi görünmektedir.
Andrillon, "Bazı veriler, uyku sırasında hipokampüsün kortekse bilgi gönderdiğini, ancak hiçbir bilgi almadığını gösteriyor." diyor. "Bu tek yönlü iletişim, uzun süreli hafızaya depolama için hipokampustan beynin korteksine anıların gönderilmesine izin verir, ancak hipokampus tarafından yeni bilgiler kaydedilmez."
Uyandıktan sonra beynin bellek kodlama yeteneklerini geri aktive etmesi için en az 2 dakikaya ihtiyacı olabilir. Frontiers in Human Neuroscience dergisinde yayınlanan 2017 çalışmasında, Fransa'daki araştırmacılar rüyalarını neredeyse her gün hatırladığını bildiren 18 lişinin ve rüyalarını nadiren hatırlayan 18 kişinin uyku düzenlerini takip ettiler. Çalışma, düşük rüya hatırlatıcılara kıyasla, yüksek hatırlatıcıların gece boyunca daha sık uyandığını buldu. Bu gece yarısı uyanmaları, yüksek hatırlatıcılar için ortalama 2 dakika, düşük hatırlayanların uyanışları ise ortalama 1 dakika sürdü.